ANATOMİ
Burnun arka kısmı (geniz) ve boğazdaki zengin lenf dokusu Waldeyer Halkası olarak isimlendirilmekte ve özellikle hayatın ilk yıllarında ağız ve burun yoluyla gelen enfeksiyonlara karşı vücut savunmasında önemli rol oynamaktadır.
Waldeyer Halkası'nı oluşturan yapılar;
- Bademcikler (tonsiller),
- Dil bademcikleri (lingual tonsiller),
- Geniz eti (adenoid, faringeal tonsil),
- Genizde östaki kanalı ağzında bulunan lenf dokusu (tubal tonsiller, Gerlah tonsili),
- Boğazın arka duvarında yer alan lenfoid folliküllerdir
Çocuklarda özellikle bademcikler ve geniz eti hastalıkları kronik enfeksiyon odağı olabilmeleri ve ikincil problemlere neden olabilmeleri nedeni ile farklı öneme sahiptirler.
Bademcikler (Tonsil):
Boğazın her iki yanında yer alan kapsüllü lenf sistemi dokularıdır. Lenfoid nodüllerle sarılı 15-20 girinti (kript) içerirler (şekil 1). Bademcikler içerdikleri kriptlerde yerleşen bakteriler nedeni ile kronik enfeksiyon kaynağı haline gelerek vücut direncinin azaldığı durumlarda tekrarlayan akut bademcik iltihapları oluşabilir.
Aynı zamanda tekrarlayan enfeksiyonlar sonucunda lenf dokularının artışı ile büyüyerek horlama, uykuda tıkanma ve nefes durması (apne) gibi şikayetlere neden olabilirler.
Bademcik
Geniz Eti (Adenoid):
Burnun arkasında geniz bölgesinin tavanında yer alır. Kapsülü yoktur, kript içermez.
Geniz etinin büyüyerek burnun arkada genize açıldığı delikleri kapaması yolu ile burun tıkanıklığı, horlama, uykuda tıkanma (apne) gibi şikayetler izlenebilir. Aynı zamanda sık tekrarlayan geniz eti enfeksiyonları geniz bölgesinin iki yanına açılan ve orta kulak basıncının eşitlenmesini sağlayan Östaki kanalının fonksiyonlarını bozarak orta kulakta negatif basınç ve sıvı toplanmasına (efüzyonlu otitis media) veya tekrarlayan orta kulak iltihaplarına (akut otitis media) neden olabilir.
AKUT BADEMCİK İLTİHABI (AKUT TONSİLLİT)
Bademciklerin akut aktif enfeksiyonu olup ciddiyeti neden olan mikrobun tipine ve hastanın savunma sisteminin direncine bağlı olarak değişmektedir.
Başlıca etkenler:
Bakteriler: A Grubu Beta hemolitik Streptokoklar, Stafilokoklar, Pnömokok, H. influenza, ve anaerob bakteriler,
Virüsler: Influenza, parainfluenza virüsleri, Herpes simpleks virüsü, Coxsackie virüsü, Ekovirüsler, Rinovirüsler, Respiratuar sinsityal virüstür (RSV).
Okul öncesi dönemde viral etkenler, adölesan ve genç-erişkinlerde bakteriyel etkenler daha sıktır.
Belirtileri:
Titreme ve ateşle hızla başlar, boğaz ağrısı oluşur. Boğaz çevresindeki kasların etkilenmesi yutma güçlüğüne neden olur. Başağrısı, halsizlik, eklem ağrıları vardır. Genellikle 4-6 günde gerileyerek düzelir.
Muayene Bulguları:
Farklı miktarda beyaz zarlarla kaplı büyümüş bademcikler ve bademcik üzerindeki girintilerin (kript) açılış yerlerinde iltihap bulunur. Bademcikler üzerinde kanama odakları,neBoğazda tüm lenfoid dokuda reaksiyon olabilir. Boyunda çene köşesi arkasında ağrılı lenf bezi büyümesi tipiktir.
Laboratuvar;
Kanda beyaz küre ertışı vardır. Boğazdan alınan sürüntünün mikroskopik incelemesinde gram boyama ile etken mikroorganizma saptanır, boğaz kültüründe üretilir, hızlı streptokok testi ile gösterilebilir.
ASO, CRP, Sedimentasyon tanıda yardımcı olur.
ASO normal değeri 166-200 u/dl dir bunun üzerindeki değerler geçirilmiş streptokok enfeksiyonu lehinedir.
Tedavi;
- Yeterli sıvı alımı, istirahat
- Ağız antiseptikleri
- Ağrı kesici, ateş düşürücü ilaçlar
- Antibiyotik: Özellikle ağızdan tedavi en az 7-10 gün süre ile kullanılmalıdır.
Tercih sırasına göre;
- Penisilin
- Amoksisilin Klavulinik Asit
- Klindamisin
- Eritromisin kullanılmaktadır.
Kliniğin ağır olması halinde ağızdan ilaç alımınım zorluğu da göz önüne alınarak damar yolu ile yada kas içi enjeksiyon olarak tedavi başlanabilir. ılk tercih kas içi (IM) prokain penisilindir. Erişkin hastalarda günde iki kez 800.000 u IM uygulamaya 3-4 gün devam edildikten sonra kliniğin düzelmesi ile tedavi oral penisilin ile 10 güne tamamlanabilir ya da depo benzatin penisilin bir kez 1.200.000 u kas içi enjeksiyon yapılarak tedavi sonlandırılabilir. Beta-laktamaz üreten mikroorganizmaların ortamda bulunması halinde tedaviye cevap azalacaktır. Bu durumun kültür ile saptanmasını takiben antibiyogram yapılarak uygun antibiyotiğe geçilmelidir
Ayırıcı Tanı
Enfeksiyoz Mononükleozis: Etkeni Epstain Barr Virüsü olan viral bir hastalıktır. Okul dönemi çocuklarda sıklıkla izlenmektedir. Halk arasında öpücük hastalığı olarak da bilinen enfeksiyon tükürük ve havadaki damlacıklar yolu ile bulaşmaktadır. Klinik bulguları akut bademcik iltihabına çok benzer, yüksek ateş, boğaz ağrısı, bademciklerde büyüme, kızarma ve takiben bademcikleri kaplayan beyaz-gri renkli membran izlenir. Boyunda lenf nodlarında büyüme ile birlikte virüsün kanda yayılması ile karaciğer ve dalakta büyüme olur. Tanıda kanda monosit adı verilen hücrelerde artma, bu hastalığa özel hücrelerin izlenmesi ve immunolojik testlerden yararlanılır. Beyaz küre toplam sayısında artış olmaması, sedimentasyon ve CRP artışı, karaciğer enzim seviyelerinde yükselme, karaciğer, dalak büyümesinin saptanması tanıda faydalı olandiğer bulgulardır. Hastalarda mikroskopla yapılan kan yayması değerlendirmesi benzer bulgulara neden olabilen diğer kan hastalıklarının ayrımı yönünden oldukça önemlidir.
Difteri: Başlangıcı yavaş, genel bulgular belirgin değildir. Ses kısıklığı, nefes darlığı, krup tablosu, boyunda lenf bezi şişmeleri izlenir. Bademcikler üzerinde kalın, gri, tabana sıkı yapışık zar vardır, kaldırılınca kanama olması tipiktir. Sinir sistemini ve kalbi etkileyen toksinler salgılaması nedeni ile ateş ile uyumsuz kalp çarpıntısı saptanabilir. Tanı Gram boyama ve boğaz kültürü ile konur.
Kızıl: Kalın zarlı bademcik iltihabı, dilde kırmızı benekli görünüm (çilek dil) oluşur. Vücutta yaygın kabarık döküntüler vardır. Tanı, boğaz kültürü ve immunolojik testlerle (Dick testi, Schutz-Charlton solma fenomeni) konur.
KRONİK BADEMCİK İLTİHABI (KRONİK TONSİLLİT)
Tekrarlayan enfeksiyonlara bağlı gelişen, bademciğin kalıcı iltihabıdır. Bademciklerde büyüme, dejenerasyon, girintilerinde tıkanma oluşur. Bademcikler tekrarlayan enfeksiyonlarla genellikle büyümelerine karşın bazen küçülerek kaybolabilir. Kronik tonsillitte etken bademcik içinde, kriptlerde yerleşmiş bakterilerdir.
Bulgular:
- Tekrarlayan boğaz ağrıları
- Bademciklerde büyüme ve damarlanma artışı
- Kriptlerde biriken kötü kokulu iltihaplı materyaller
- Ateşli ataklar, eklem ağrıları, halsizlik
- Boyunda lenf bezi şişmeleri (aktif dönemlerde) belirgin olur
Tedavi
Sık tekrarlayan enfeksiyonlarda koruyucu antibiyotik (aylık depo penisilin enjeksiyonları) kullanılabilmekle beraber genellikle bademciklerin alınması (tonsillektomi) tercih edilmektedir. Üç yaşından küçük çocuklarda bademciklerin sık enfeksiyon oluşmamasına karşın aşırı büyük olması sorun oluşturuyorsa immun sistem üzerindeki katkılarını korumak amacı ile bademcikleri tam olarak almak yerine hava kanalını rahatlatacak şekilde kısmen küçültülmek tercih edilebilir. Bu konudaki tekniklere bademcik ameliyatı bölümünde değinilecektir.
BADEMCİK ÇEVRESİ APSE (PERİTONSİLLER APSE)
Enfeksiyonun bademcik kapsülünü geçerek yayılması sonucu oluşur. Etken sıklıkla oksijensiz ortamda çoğalan (anaerob)bakterilerdir. Yüksek ateş, titreme, halsizlik, kusma, yutma güçlüğü, salya akması, ağzı açmada zorlanma, konuşma güçlüğü izlenir.
Muayenede; Bademcik etrafında şişme, ödem, bademcik üzerinde iltihap, zar oluşumu vardır. Ödemli küçük dil (uvula) karşı yöne doğru eğilmiştir.
Tedavi
- Damar yolu ile antibiyotik başlanır
- Penisiline dirençli (Beta laktamaz üreten) bakterilere etkili olmalıdır
- Ağrı kesici, ateş düşürücü ilaçlar verilmeli, gargaralarla ağız hijyeni sağlanmalıdır
- Apsenin boşaltılması
- Sellülit (iltihabın birikme yapmadığı devre) veya lokalize küçük apse ilaç tedavisi ile kaybolabilir
- Belirgin iltihap birikimi olduğunda cerrahi olarak boşaltılmalıdır
- Bademciklerin alınması - Tonsillektomi (peritonsiller apse mevcutken= sıcak tonsillektomi)
- Yüksek ateş, düşkünlük gibi ciddi enfeksiyon bulguları olan durumlarda yapılmamalıdır
- Boşaltmanın ve sonrasındaki hasta takibinin problemli olduğu çocuk hastalarda ve sık tonsillit ya da peritonsiller apse hikayesi olan hastalarda 12 saatlik antibiyotik tedavisini takiben bademcik ameliyatı yapılabilir.
BADEMCİK İLTİHABI KOMPLıKASYONLARI
Bölgesel ve uzak enfeksiyon yayılımı olabilir. Damarlarda tıkanma ve enfeksiyona bağlı kalp zarı iltihapları (endokardit), böbrek iltihapları (nefrit), beyin apsesi gelişebilir. Gırtlak üzerinde ödem nedeniyle solunum yolunda tıkanma olabilir. Boyuna yayılma ve boyunda iltihap birikimi (boyun apsesi), zatürre (pnömoni), akciğer apsesi, boyundaki büyük damarlarda yırtılmalar oluşabilir.
CERRAHİ TEDAVİ
Bademcik ve geniz etine yönelik ameliyatlarla ilgili bilgiler Tonsillektomi ve Adenoidektomi başlığı altında verilmiştir.
Tonsillektomi ve Adenoidektomi
Bademcik ve geniz etine yönelik cerrahi tedavi kararı farklı durumlarda verilebilmektedir.
BADEMCİK AMELİYATI (TONSİLLEKTOMİ) GEREKTİREN DURUMLAR
» Tekrarlayan akut tonsillit (yılda beşten, üst üste iki yıl yılda üçten fazla sayıda atak olması)
» Tekrarlayan akut tonsillit ile birlikte
- Kalp kapak hastalıkları
- Ateşli havaleler
» Kronik tonsillitte tedaviye cevap vermeyen
- Ağız kokusu
- Dirençli boğaz ağrısı
- Ağrılı boyun lenf bezi büyümesi
- Tıbbi tedaviye cevap vermeyen enfeksiyon taşıyıcılığı
» Bademcik çevresi apse gelişmiş olması
» Boğazda tıkanma yapan (obstrüktif ) büyümeler
» Horlama ve kronik ağız solunumu
» Obstrüktif (tıkayıcı) uyku apnesi sendromu
» Adenoid ve tonsillerde büyüme ile beraber
- Akciğer tansiyon artışı hastalığı - Korpulmonale
- Yeme güçlüğü
- Konuşma bozuklukları
- Gelişme geriliği
» Çene kapanma (oklüzyon) bozukluğu oluşması
» Yüz kemiklerinde (kraniofasial) gelişme bozuklukları
» Tümör (malignansi) şüphesi (asimetrik büyüme)
GENİZ ETİ AMELİYATI (ADENOİDEKTOMİ) GEREKTİREN DURUMLAR
Enfeksiyona bağlı nedenler;
- Yılda 5 ve üzerinde antibiyotik tedavisi gerektiren geniz eti enfeksiyonu hikayesi
- Tedaviye dirençli geniz eti iltihabı (adenoidit)
- Orta kulak hastalıkları (Adenoid büyümesi ile beraber ya da bariz büyüme olmadan)
- Orta kulakta tedaviye cevap vermeyen sıvı birikimi (Efüzyonlu kronik otitis media)
- Sık orta kulak iltihabı
- Kulak zarında delik olup akıntının kesilmediği hastalar
- Tedaviye cevap vermeyen kronik sinüzit
- Tıkanma - Obstrüksiyona bağlı nedenler;
- Aşırı horlama ve uykuda sürekli ağız solunumu
- Obstrüktif apne sendromu
- Adenoid hipertrofisi ile beraber
- Kronik akciğer hastalığı, gelişme geriliği, konuşma bozukluğu
- Oklüzyon bozukluğu ve ağız solunumuna bağlı diş problemleri
- Yüz kemiklerinde gelişme bozukluğu,
olarak sıralanabilir.
Özellikle tekrarlayan enfeksiyonlara bağlı ameliyat kararı verirken hastaların genel durumu, enfeksiyonların günlük hayatı, iş ve okul hayatını etkileme derecesi, alerjinin varlığı, tanının konduğu mevsim gibi değişkenler de etkili olmaktadır. Yaz mevsiminde bu enfeksiyonlar belirgin olarak azalmakta olduğundan ilkbahar aylarında tanı konulan hastalarda son bahara kadar beklemek bu süreçte vücut savunma sistemini güçlendirecek aşı ve tedavilerin uygulanması, varsa alerjinin kontrol altına alınması tercih edilebilir. Antibiyotik tedavisi her zaman ameliyat için bir alternatif olmakla beraber sık antibiyotik kullanımına bağlı direnç gelişimi mide bağırsak sistemi etkileri, alerjik reaksiyonlar dikkate alınmalıdır. Depo penisilin uygulaması ağrılı olması ve ciddi alerji riski nedeni ile sıklıkla tercih edilmemektedir.
Çocuk felci aşısının yaz aylarında yapıldığı dönemlerde geniz eti ya da bademcik ameliyatlarının bu aylarda yapılmaması önerilmekteydi. Günümüzde bu aşının standart olarak yapılmıyor olması nedeni ile artık yaz aylarında da geniz eti ya da bademcik ameliyatı yapılabilmektedir. Ancak özellikle küçük çocuklarda özellikle bademcik ameliyatları sonrasında çocuğun yeterli sıvı almamasına bağlı problem yaşanabileceği göz önüne alınmalıdır. Orta kulakta sık tekrarlayan ya da tedavi ile geçmeyen sıvı birikimi nedeni ile ventilasyon tüpü takılmasına karar verilen çocuklarda bu ameliyat sırasında tıkayıcı etki yapmasa da mevcut geniz etinin alınması enfeksiyon sıklığının azalmasında olumlu katkıda bulunmaktadır.
BADEMCİK AMELİYATI (TONSİLLEKTOMİ)
Bademciklerin özellikle ilk 3 yaşta vücut savunma sisteminin (immün sistem) gelişmesindeki katkıları göz önüne alınarak solunum yolunun tıkanmasına neden olacak düzeyde büyüme olmadığı sürece cerrahinin geciktirilmesi ya da aşırı büyük bademciklerin radyo frekans ile küçültülmesi tercih edilebilir.
Ameliyat genel anestezi altında yapılmakta ve cerrahi 10-20 dakika civarında sürmektedir ancak hastanın anestezi için hazırlanması, ameliyat sonrası kanama kontrolü ve anestezinin sonlandırılması aşamaları ile birlikte toplam süre 45-60 dakikayı bulmaktadır. Standart bademcik ameliyatlarında gerçekleşen ortalama kan kaybı göz önüne alınarak 10 Kg'ın altındaki çocuklarda bademcik ameliyatın yapılmaması önerilmektedir.
Thermal weldingn Teknolojisinin kullanıma girmesini takiben bademcik ameliyatlarında neredeyse hiç kanama olmaması nedeni ile günümüzde hastanın kilosu ameliyat kararı için bir kriter olmamaktadır
thermal welding ile yapılan ameliyatlarda ameliyat sırasında kanama olmamasının yanı sıra ağrı standart ameliyatlara göre daha az olmakta iyileşme daha hızlı olmakta ve hastalar daha kısa zamanda normal diyete dönebilmektedir.
Bademcik ameliyatları sırasında tonsiller kapsülleri ile birlikte tam olarak çıkartılmaktadır. Bazı hastalarda ameliyat sonrasında dil kökündeki lenf dokusunun bademcik bölgesine doğru büyüyerek bademciğin alt kutbunda lenf dokusu oluşumuna neden olabilmektedir. Bu doku kript içermediğinden kronik enfeksiyon odağı olma ihtimali düşüktür.
10 yaş altındaki hastalar hastane ortamında rahat edemedikleri ve ev ortamında bulunmayı daha çok tercih ettikleri için genellikle ameliyat sonrası 2-3 saatlik gözlemi takiben evlerine gönderilmektedirler. Hastaneye uzak mesafede oturan çocuk hastaların ve çok küçük çocukların yanı sıra erişkin hastaların ve her yaş grubu için ek patolojisi (şeker hastalığı, kalp hastalığı, havale, obstrüktif apne vb.) olan tüm hastaların ameliyat sonrası en az bir gün hastanede takibi yapılmalıdır.
Komplikasyonlar
Bademcik ameliyatına bağlı olarak bademcik çevresindeki damar ve sinirlerin travmaya uğraması, çene eklem travması, boyun omurlarında travma gibi çok nadir komplikasyonlar tanımlanmış olmakla birlikte en sık karşılaşılan komplikasyon ameliyat sonrası kanamadır.
Kanama en sık ilk 24 saat içinde görülmektedir. Diğer bir riskli dönem ise ameliyat bölgesinde oluşan beyaz renkli iyileşme dokusunun döküldüğü 7-14. günlerdir. Bu nedenle ameliyatı takiben ilk 2 hafta beslenme yönünden kritiktir. Hastaların herhangi bir dönemde kanama olması halinde acilen hastaneye başvurmalarının gerektiği konusunda bilgilendirilmeleri önemlidir. Tonsillektomi sonrası kanamalarda genellikle hastanın anestezi altında değerlendirilmesi ve kanama odakları tespit edilerek kanamanın uygun yöntemle durdurulması gerekir. Bu şekilde müdahale yapılan hastaların en az bir gün hastanede yatırılarak takip edilmeleri uygun olacaktır.
TONSİLLEKTOMİ SONRASI ÖNERİLER
Ameliyat sonrası ilk 2-3 günlük dönemde tükrükle karışık pembe renkli hafif kanama olabilir. Taze kırmızı kan veya kanlı kusma olursa doktorunuza haber veriniz.
AĞRI
Ameliyat sonrasında 2 hafta boyunca bir miktar ağrı olması doğaldır. Genel olarak çocuklarda ağrı daha az ve kısa süreli olup 3-4 gün içinde belirgin olarak azalmaktadır.
Ağrı özellikle yutkunma ve yutma sırasında olur ve kulağa vurabilir.
Ağrı şiddeti kişiden kişiye farklılık gösterebilir, genellikle basit ağrı kesiciler yeterli olmaktadır ancak bazı kişilerde daha güçlü ağrı kesici ilaçların kullanılması gerekebilir.
BESLENME BİLGİLERİ
Ameliyattan sonraki ilk 3-4 saatlik sürede hasta tam olarak anestezi etkisinden çıkmadığı için yemesi ve içmesi yasaktır. Ne zaman ağız yolu ile gıda alacağınızı hemşireniz size bildirecektir.
Genel olarak bol miktarda ılık su içilmeli, yumuşak, ılık ve tahriş etmeyen gıdalar alınmalıdır.
Ameliyat günü ve ameliyat sonrası 1. gün: Küçük miktarlarda ancak sık aralıklarla su, süt, meyva suları, komposto, şerbet, dondurma, tanesiz çorba, buzlu çay, ayran
Ameliyat sonrası 2-3. günler: İlave olarak oda sıcaklığında yoğurt, nişasta peltesi, püre, makarna, puding gibi yumuşak gıdalar.
4. Günden sonra: Tahriş edici ve çok sıcak olmamak kaydı ile normal diyete başlanabilir, ilk 2 hafta içinde batma ve tahriş etme riski olan ekmek kenarı, kraker, bisküvi tarzı gıdalar almayın.
Ameliyat sonrası 2 haftalık dönemde ağrı kesici ilaçların yardımı olmada gıdaları rahat yutamayabilirsiniz.
Aklınızda bulunsun:
- Asitli ürünlerden kaçınınız (Kolalı içecekler, portakal suyu, limon suyu vb.)
- Pipet kullanmayınız
- Bol sıvı alınız
- Kırmızı ve kahverengi renkli gıda ve içecekleri mümkün olduğunca almayınız (kanama ile karışabilir)
- Acı ve baharatlı gıdalardan kaçınınız
KONUŞMA
Ameliyat sonrası konuşmanızın genizden gelmesi normaldir ve bu durum 3 hafta kadar sürebilir. Bu sorun nadiren daha uzun sürmekte olup genellikle tedaviye cevap vermektedir. Sesin oluşumunda boğazdaki hava boşluğunun hacminin rolü vardır bu nedenle bademciklerinizin boyutu ile orantılı olarak ameliyat sonrası ses tonunuzda hafif bir değişiklik kalıcı olarak oluşabilir.
ATEŞ
Ameliyat sonrasında ateşinizin 0,5-1 derece artması normaldir. Daha yüksek ve uzun süreli ateş genellikle susuz kalmaktan kaynaklanır. Bol sıvı almanıza rağmen ateşiniz yüksek seyrediyorsa doktorunuzu arayınız.
NEFES KOKUSU
Ameliyat bölgesinde beyaz, kirli gri renkte bir zar oluşacaktır. Bu zar doğal iyileşme sürecinin bir parçasıdır ve ortalama 2 hafta içinde kaybolur.
Az sıvı alan ve yetersiz beslenen kişilerde daha sık olmak üzere nadiren ameliyat sahası iltihaplanabilir ve nefeste kötü koku oluşabilir. Bu durumdan doktorunuzu haberdar ediniz.
AMELİYAT SONRASI FAALİYETLER
Çocuklar ameliyat sonrası 2-3 gün evde dinlenmelidirler. Ameliyattan 6-7 gün sonra okula dönebilirler. En az 14 gün spor faaliyetlerinde bulunmamalıdırlar.
Yetişkinler ameliyattan 7-10 gün sonra kontrol muayenesini takiben çalışmaya başlayabilirler. İki hafta boyunca sportif ve yorucu faaliyetlerden kaçınmalıdırlar.
Ameliyat sonrası 2-3. Günden itibaren ilk 15 gün ılık su ile olmak üzere banyo yapılabilir.
GENİZ ETİ AMELİYATI (ADENOİDEKTOMİ)
Geniz eti genellikle 1 yaştan sonra büyümeye başlamakta ve 10 yaşından sonra giderek küçülerek 13-15 yaşlarından sonra çoğu hastada muayenede izlenmemektedir. Özellikle çocuğun kreşe ya da okula ilk başladığı yıllarda sık sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçirmesi sonucunda geniz eti de bu dönemlerde hızla büyümekte ve uykuda daha belirgin olmak üzere burun tıkanıklığı, ağız açık uyuma, horlama ve bademciklerin de çok büyük olduğu hastalarda daha sık olarak tıkayıcı uyku apnesine neden olabilmektedir.
Adenoid dokusu genizde enfeksiyon odağı olarak rol oynayarak östaki kanalı fonksiyonlarının etkilenmesi ile orta kulak problemlerine ve sinüslerin normal havalanmasını ve drenajını bozarak kronik sinüs enfeksiyonlarına yol açabilmektedir. Sürekli ağız solunumunun diğer sakıncaları ise diş sağlığı ve yüz kemiklerinin gelişimi üzerindeki olumsuz sonuçları ve yetersiz oksijen alımına bağlı olarak büyüme, gelişme ve zihinsel fonksiyonlar üzerindeki negatif etkileridir.
Bademciklerden farklı olarak vücut savunma sistemi gelişimi üzerinde belirgin katkısı gösterilmemiş olan adenoid dokusunun büyümesini takiben enfeksiyonlara yönelik verilen tedavilere rağmen burun solunumunun sağlanamadığı durumlarda yaşa bakılmaksızın alınması tercih edilmektedir. Kapsülsüz bir yapı olan geniz eti ameliyatta tam olarak alınamamakta her teknikte genizde bir miktar doku kalmaktadır. Bu nedenle çok küçük yaşlarda ameliyat edilen hastalarda nadir de olsa ilerleyen yıllarda tekrar ameliyat gerekliliği olabilmektedir.
ADENOİDEKTOMİ SONRASI ÖNERİLER
Ameliyat sonrası ilk 2-3 günlük dönemde tükürükle karışık pembe renkli hafif kanama olabilir. Taze kırmızı kan veya kanlı kusma olursa doktorunuza haber veriniz.
Aynı ameliyat sırasında kulak zarına tüp tatbiki ya da zarın çizilmesi (Parasentez) işlemi yapılan hastalarda işlem yapılan kulaktan hafif kanlı ve az miktarda akıntı ilk günlerde olabilir, bol miktarda, sarı yeşil renkte ya da uzun süreli akıntı olursa doktorunuza haber veriniz.
AĞRI
Ameliyat sonrasında kulağa vuran hafif ağrı olabilir. Genellikle basit ağrı kesicilere cevep verir.
BESLENME BİLGİLERİ
Ameliyattan sonraki ilk 3-4 saatlik sürede hasta tam olarak anestezi etkisinden çıkmadığı için yemesi ve içmesi yasaktır. Ne zaman ağız yolu ile gıda alacağınızı hemşireniz size bildirecektir.
Genel olarak bol miktarda ılık su içilmeli, yumuşak, ılık ve tahriş etmeyen gıdalar alınmalıdır. Ameliyat günü ve ameliyat sonrası 1. gün: Oda sıcaklığında yoğurt, nişasta peltesi, püre, makarna, puding gibi yumuşak gıdalar tercih edilmelidir.
2. günden sonra tahriş edici ve çok sıcak olmamak kaydı ile normal diyete başlanabilir.
KONUŞMA
Ameliyat sonrası konuşmanın genizden gelmesi normaldir ve bu durum 3 hafta kadar sürebilir. Sesin oluşumunda genizdeki hava boşluğunun hacminin rolü vardır bu nedenle genizi dolduran adenoid dokusunun alınmasını takiben ses tonunda hafif bir değişiklik kalıcı olarak oluşabilir.
ATEŞ
Ameliyat sonrasında ateşin 0,5-1 derece artması normaldir. Daha yüksek ve uzun süreli ateş genellikle susuz kalmaktan kaynaklanır. Bol sıvı alımına rağmen ateş yüksek seyrediyorsa doktorunuzu arayınız.
NEFES KOKUSU
Az sıvı alan ve yetersiz beslenen kişilerde daha sık olmak üzere nadiren ameliyat sahası iltihaplanabilir ve nefeste kötü koku oluşabilir. Bu durumdan doktorunuzu haberdar ediniz.
AMELİYAT SONRASI FAALİYETLER:
Çocuklar ameliyat sonrası 1-2 gün evde dinlenmelidirler. Ameliyattan 4-5 gün sonra okula dönebilirler. En az 7 gün spor faaliyetlerinde bulunmamalıdırlar.
Ameliyat sonrası 1-2 gün banyo yapılmaması uygun olur. Takiben ilk 15 gün ılık su ile olmak üzere banyo yapılabilir. Aynı ameliyatta kulağa işlem yapılan hastaların banyolarda ve havuz ya da denize girerken işlem yapılan kulakların doktorunuz aksini söyleyene kadar sudan korunması gereklidir. Bu amaçla kulağa su kaçmasını engelleyecek tıkaç kullanılması faydalı olur. Su teması dışındaki durumlarda kulak kanalının açık kalarak hava alması gerekmektedir.
Alternatif koruma yöntemleri için (Kafa bantları, hazır kulak tıkaçları vb.) doktorunuza danışınız.