Sayfa Başına Dön

Kalça Kaldırma ve Estetiğinde İplik Uygulamaları

Günümüzde ise moda trendleri, internet ve sosyal medya ideal kadın ölçülerini belirlemekte. Bunlarla birlikte kadınlar ile yapılan estetik ön görüşmelerde kadınların beklentilerinin simetrik, yumuşak hatlara sahip ve dolgun popo ve baldırlar istediklerini, özelikle asimetrik görsellikten, yüzeysel düzensizliklerden ve içe doğru çökmelerden hoşlanmadıklarını görmekteyiz.

Kalçada iplik uygulamlarına geçmeden önce kalçanın estetik analizi ve estetik ünitleri ve bunların değerlendirilmesi son derece önemlidir. Bu değerlendirmede hastanın mevcut kalça yapısı estetiği ve anatomisi ve hasta beklentileri iyi değerlendirilmelidir.

Hasta ayakta iken arka ve yan fotoğrafları üzerinde hasta ile birlikte kalçanın estetik değerlendirilmesi yapılmaktadır.

İdeal kalça estetiğinden önce kalça anatomisi hakkında basit ön bilgiler;

Kalça öncelikle bel ile kalça katlantısı arasında kalan anatomik bölgedir. Kalça anatomik olarak üstte sırt alt kısmı ile altta uyluk(tigh-T) ile komşu.

Kalça anatomik değerlendirmede kalça yan alanı(hip-H) ve kalça(buttock-B) olarak tanımlanmaktadır.

Kalçanın anatomik yapısını oluşturan kemikler; Üstte lomber omurga, altta femur kemiği ve asıl kalçayı şekillendiren; kalça kemiği-leğen kemiği; ilium, sacrum ve coccyx(kuyruk sokumu) kemiklerinden oluşmaktadır. Bu kemik yapı kadın ve erkekte ve ırklar arasında farklı anatomik varyasyonlar göstermektedir.

Kalçayı oluşturan kemik yapıların bazı kemiksel çıkıntıları kalçanın şeklinin belirlenmesinde ve kalça estetiğinde önemlidir.

Kalça estetik değerlendirmesinde deri altı yağ dokusunun dağılımı son derce önemlidir. Deri altı yağ dokudunun yeterli ve homojen dağılımı kalçanın estetik ve yumuşak şekilli olmasını sağlamaktadır. Bu yağ dokusu kadınlarda erkeklerden, erişkinlerde çocuklardan ve bazı etnik guruplarda daha fazladır. Kalça deri altı yağ dokusu şişmanlık ve yaşlanma ile değişmektedir. Kalça yağ dokusunun sırt üstü yatarak uyuyan yada oturan insan türü canlılarda vücut ısı kaybının dengelenmesi için evrimsel süreçte geliştiği düşünülmektedir.

Kalçada deri ve deri altı yağ dokusu dışında mevcut fasyada kalça estetiğini etkilemektedir. Bu fasya deri altı yağ dokusunda yüzeysel ve derin kompartıman arasında yer almaktadır. Fasya deri altı yağ dokusunda yüzeysel ve derin yağ dokusu anatomik ayrımını yapmaktadır. Bu alana fasyal apron denilmektedir. Bu fasyanın zayıflaması kalçada sarkmaya-ptosise neden olmaktadır. Bu fasya daha derin yerleşimli kas üstü fasya ile aşağıda kalça katlantısı-infragluteal fold da birleşmekte. Bu birleşim bu katlantının estetik yapılanmasını sağlamaktadır.

Kalça anatomik estetik alanını iliac crest ile infragluteal katlantı arasındaki alan olarak değerlendirirsek, bu alandaki volümün dağılımı şu şekilde olmalıdır. Kalçanın en geniş olduğu alan referans alındığında hasta yakata iken ve arkadan bakıldığında üstte toplam volümün % 60 ‘ ı altta % 40 olmalıdır. Yandan hasta değerlendirildiğinde ise kalça volümü oranları bunun tersi olmaktadır.

Bel-Kalça-Uyluk yan profilden değerlendirildiğinde konveks ve konkav alanlar ideal ve geçişleri yumuşak olmalıdır.

Kalça estetiğini aslında kalçayı oluşturan kemik yapı, gluteus maximus kası, der altı yağ dokusu ve üzerindeki deri bir bütün olarak oluşturmaktadır. Bu nedenle bu bütünün değerlendirilmesi gerekmektedir. Bunun için kalçanın genel yapısı ve çerçevesinden yola çıkılarak kalça bir bütün olarak değerlendirilerek sınıflandırılmaktadır. Bunun için hasta yakta ve dik durduğunda Kalçada 3 nokta belirlenmekte.

Aşağıdaki resimde görüldüğü gibi A noktası kalçanın dış üst noktasının en dışarda olan noktasını temsil etmekte. B noktası baldırın kalça yapısının hemen altında yer alan en dışarda olan noktasını temsil eder. C ise kalçanın tam ortasında hafif içeriye konkav yapı oluşturduğu en derin noktayı temsil etmektedir.

Bu 3 noktanın kendi arasındaki ilişkiye göre kalça şekilleri tanımlanmıştır. Örneğin A ve B noktaları aynı düzlemde ise buna kare, C noktası deri altı yağ dokusu ile dolu ise yuvarlak, B noktasında yağ dokusu fazla ise kalp, A noktasında yağ dokusu fala ise V şeklinde gibi. Aşağıda bunlar örneklendirilmiştir. Bunlardan kare olan en sık görülen formdur. Bu tanımlama ile kalçada aslında yağ dokusunun genel yoğun olduğu notalarda tanımlanmaktadır. Buna göre ve hasta beklentilerine göre liposakşın yapılacak noktalar belirlenmektedir.

Kalça deri ve deri altı destek dokularının zayıflaması özellikle infragluteal fold seviyesinde kalçanın sarkmasına neden olmakta. Bu sarkma için aynı göğüste olduğu gibi bir sınıflama yapılmaktadır. Infragluteal fold katlantısı ve açılanmasına göre bu sarkma derecelendirilmektedir.

Kalçada sarkma öncelikle kalça volüm artışından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında şişmanlık, kilo verme, kalçada gluteus kaslarının zayıflığı ve deri elastikiyet kayıpları yerçekimi etkisi ile kalça kitlesinin aşağıya yer değiştirmesine neden olmaktadır. Bu sarkma kalça uyluk kıvrımında doku artışına, kıvrımın uzamasına ve bu alanın deformasyonuna yol açmaktadır. Kalçada sarkma gluteal pitosis olarak tanımlanır.

Aslında kalça deri ve yağ kitlesinin yer çekiminin de etkisi ile aşağı ve dışa doğru yer değiştirmesidir. Kalçanın konturlarının bozulması, kalçanın düz ve uzun görünmesine neden olmaktadır. Kalça sarkmasında odak nokta kalça-uyluk kıvrımı yani infragluteal katlantıdır.

Kalça sarkmasının derecesini belirlenmesi için Gonzalez tarafından tanımlanan sınıflama kullanılmaktadır. Bunun için hasta ayakta iken ischial tuberosity kemik çıkıntısı saptanır bundan geçen dikey çizgi A ve uyluk orta hattından geçen dikey çizgi B olarak tanımlanır. Infragluteal katlantı çizgisinin bu iki çizgiye göre uzunluğuna bakılır.

Aşağıda buna göre yapılmış Gonzalez sınıflaması gösterilmektedir. Bu sınıflamaya göre 1 ve 2 kalça sarkması öncesi, 3 derece sınır kabul edilmektedir.

Poponun sarkması infragluteal kıvrımda doku fazlalığına neden olmakta buna banana fold; muz belirtisi denilmektedir. Bu bazen tek taraflı ortaya çıkabilmektedir.

Kalça kaldırma yada dikleştirme olarak tanımlanan estetik uygulamalar yukarda tanımlanan kalça estetiği korunarak kalçanın yumuşak dokularının yukarı yeniden yapılandırılmasıdır. Bunun için yapılan estetik cerrahi uygulamalar ve protez kullanımı kesinlikle bu problemlerde altın standartlardır.

Ancak son yıllarda, uygun hastalarda "ameliyatsız uygulamalar" yada "minimal cerrahi uygulamalar" olarak tanımlanan yöntemler hastalar ve doktorlar tarafından daha fazla tercih edilmektedir.

Kalça estetiği sırasında liposakşınlar ve yağ transferlerinin yapılması kalça estetik kontrularının belirlenmesinde son derce gerekli iken bu uygulamalar kalçanın kaldırılmasını sağlamamaktadır.

Bu amaçla yüz ve vücutta kullanılan iplikler ile askılama uygulamları kalçada kullanılmaya başlanmıştır. İplikler ile kalça kaldrılması liposakşın ve yağ transferleri ile birlikte kullanıldığında estetik sonuçları çok daha güzeldir.

İplikler ile kalça kaldırmada normal cerrahi iplikler(yarı-elastik iplikler, barbed iplikler vb) ve bu ipliklerin kalçada dokulara yereştirilmesi için özel iğneler kullanılmaktadır.

Kalçanın kaldırılmasında asıl hedef kalçada deri ile gluteus maksimus kası arasında yer alan yağ dokusudur. Bu yağ dokusu arasındaki fibröz doku üstte deriye altta gluteus maksimus kası üzerindeki fasyaya güçlü ancak esnek fibrotik yapılar ile tutunmakta.

Bu doku içerisinde iplikler ile bir network oluşturarak yukarıda sert bir doku yapısına sahip lumbosacral fasyaya gerilerek fikse edilmekte.

Her iki kalçanın orta üst kısımda nerede ise 45% açı ile ayrılan V şeklinde bir alan oluşmakta ve buna sacral üçgende denilmektedir. Bu üçgen estetik kalça değerlendirilmesind eolması gereken bir alandır ve lumbosacral fasya burada yer amakta. Bu fasya gluteus maksimus kasının lumbosacral aponeurosisinden oluşmakta.

Bu V alanı üstte "supragluteal fossettes-venera dimples" ile başlamakta, ortada inter-gluteal fold yer lamakta ve altta "sacrocococcygeal eklem" hizasında sonlanmakta.

İplik uygulamaları öncesi sırt ve kalçada yağ dokusu değerlendirilerek gerekli yerlere liposakşın ve yağ tarnsferleri yapılarak kalça kontruları düzenlenir.

Uygulama

İlk olarak uygulama yapılacak alan sağ ve sol kalçada, hasta ayakta iken işaretlenir. İşaretleme alanı tüm kalça yumuşak dokusunu içerisine alacak şekilde ancak infra gluteal katlantının 2 parmak üzerinde olmalıdır.

Bu işaretlenemiş hat üzerinde iğne ve ipliklerin uygulama noktaları işaretlenir. Bunun için aşağıdaki resimde olduğu gibi dış A noktası, anüsten 2-3 cm dışında B noktası, lumbosacral alanda C noktası ve infragluteal foldun iç kısmının üzerinde D noktası işaretlenir.

Uygulama alanına sterilazsyon uygulanır ve bu çizim alanına lokal anestezi uygulanır.

İlk uygulama A noktasında başlanarak iplik özel iğneler ile kalçada deri altı destek dokuları altında A dan C ye yerleştirilir. Sonra iplik özel iğne ile sırası ile A-D hattına yerleştirilerek D den deriden çıklıır. Tekrar D den girilerek D-B hattında devam edilir ve B noktasından deriden çıkılır. Sonra B den tekarar girilerek B-C hattı arasında ilerlenerek C den çkılır. C de iplikler gerilerek kalçaya istenilen kaldırma etkisi verilerek düğümlenir ve C noktasında lombosacral fasyanın sert yapısına fikse edilir.

İkinci uygulama için D noktasından başlanır. İlk olarak D noktasından(B noktasından deriden çıkılmadan) D-C hattı boyunca devam edilir ve C nokasından çıkılır. Sonra D noktasından girilerek iplik D-A hattına yerleştirilir ve A noktasında deriden çıkılır. Sonra A noktasından tekrar girilerek A-C hattına iplik yerleştirilerek C noktasından çıkılır. C noktasında ikinci iplik gerilerek kalçaya istenilen kaldırma etkisi verilerek düğümlenir ve C noktasında lumbosacral fasyanın sert yapısına fikse edilir.

Kalçanın bu uygulama ile kaldırılması 1-1.5 saat sürmektedir. Kanama olmaz, deri kesisi ve cerrahi dikiş kullanılmaz. Bu nedenle uygulama alanında herhangi bir iz gelişmemektedir. Hastanın hastane koşullarında yada evde istirahatine gerek yoktur.

Hasta 1-3 günde günlük aktvitesinde hızla dönebilmektedir. 1-2 hafta sonra egzersiz programlarına başlayabilmektedir.